Bebeklerin anne sütünden sonraki zorlu imtihanı...
Anne sütü ne mucizevi bir nimet. Bebek doğuyor ve beslenmesi için gerekli olan gıda hemen hazır. Kimsenin yapamadığı, yerini hiçbir şeyin tutmadığı tek nimet; derken hiç tereddüt etmiyorum. Her saat her öğün içindeki vitaminler, değerler bakımından farklılık gösterebilen, tamamen bebeğin ihtiyaçlarını karşılamak için anne aracılığıyla bebeğine sunulan eşi benzeri olmayan tek şey. Tabi bebeğimiz büyüyor ve anne sütüne takviye yapma zamanı geliyor. Bebeğimizin artık dünyaya alışma süreci hızlanıyor ve iki yaşında daha rahat yemek yiyebilmesi için altı aydan sonra başlayan ek gıda serüveni... Her anne zor veya kolay bir şekilde bu süreçten geçiyor elbette. Acaba ne yedirsem, hangi besinler daha faydalı, bebeğimin neye alerjisi var, bebeğim ne sever ne sevmez... Derken başlıyoruz tek tek, yavaş yavaş tattırmaya. İlk üç gün kuralını esas alarak ilk olarak bebeğimizin alerjisi olabilecek gıdaları öğrenmeye çalışıyoruz. Bir yaşına kadar yememesi gerenleri listeden çıkarıyoruz: süt, bal, çilek, kivi, şeker, tuz, çikolata ve daha sayamadığımız hazır gıdalar.
Biz ilk olarak yoğurtla başlamıştık. Arzu kızın en sevdiği yiyeceği bulduk; yoğurt. Yoğurdumuzu da kendimiz yapıyorduk. Ev yapımı, anne tarifi... Ne çok kaynar ne de ılık süt, yoğurt mayası, sıcak tutacak bir battaniye. Bunlar yoğurt yapmak için yeterliydi. Annemden öğrendiğim püf noktası da şu: süt ve yoğurt mayasını karıştırdıktan sonra battaniyeye sarmadan önce tencerenin üzerine bir süzgeç (halk arasında ilistir diye de bilinir) ve bu süzgecin üzerine temiz bir bez, tülbent artık mutfakta ne kullanıyorsanız üzerine örtüp (yoğurt sulanmasın diye) tencerenin kabağını kapatıyoruz, üşümesin diye de yoğurt tenceremizi sarıp sarmalıyoruz. Ortalama 4-5 saat sonra sarsmadan tenceremizi buzdolabımıza kaldırabiliriz. Bu bizim yöntemimiz, günümüz şartlarında arttık yoğurt yapma makineleri de büyük kolaylık.
Daha sonraları sırayla yiyebileceği meyveleri yedirmeye başlamıştım. Arzu ek gıdaya başladığı zaman bakımından şanslı bir bebekti ki yaz mevsimiydi ve her yerde taze yaz sebze ve meyveleri bulmak çok kolay olmuştu. Minik bir cam rendemiz vardı ve meyveleri ilk olarak rendeleyerek vermiştim. Karpuz, kiraz, şeftali, kayısı, kara dut, armut, elma...
Yulaf unu, pirinç unu ve irmikli muhallebiler yapıyorduk. Mevsimine göre sebze çorbaları, meyve suları... Çorbaları genelde püre haline getirip veriyordum. İçindeki sebzelere göre pirinç, bulgur, erişte ya da makarna ve bazen de irmik ekleyerek çorbamızın vitamin değerlerini artırmaya çalışıyorduk. Patatesi çok sevmişti, Arzu. Her ay yeni şeyler deniyorduk. Tavuk suyu ve kıymayı çorbalarımızdan eksik etmemeye özen gösterdik.
Kahvaltılarda yumurtayı eksik etmemeye çalışıyoruz. Ceviz, domates, tereyağı, pekmez, bazen bitki çayları, ekmek. Ne yazık ki peyniri sevmeyen bir bebeğim var. Her çeşidi neredeyse denedik. Bu aralar omlet yapıyoruz, bazen de patates püreleri.
Bebekler bir gün çok severler ertesi gün yemezler. Bebeklerimizi zorlamadan, bıktırmadan onlar ne kadar isterlerse o kadar yesinler, düşüncesiyle hareket edersek bir gün elbette her şey düzene giriyor. Onlarda haklı hem yeni yiyeceklere alışmak hem de bu ara diş çıkarmak ne de zor. Bu zorlu süreçte her anneye kolay gelsin. Bıkmadan usanmadan her öğün mama hazırlama telaşında olan biz anneler, yeter ki bebeğim yesin de sağlıklı büyüsün duasıyla yorulmaz birer kahramanız aslında.
Arzu şu an 11 ay 6 günlük bir bebek artık çoğu şeyi püre yapmadan yiyebiliyor. kış sebzelerini de şimdilik sevdi. Pırasa, ıspanak, karnabahar, havuç, patates, lahana... Kendisi yiyebilmek için de çaba gösteriyor. Mama sandalyesi bu konuda büyük yardımcım çünkü bebeğim yemek yerken daha rahat. Mama sandalyesi ek gıdaya ilk başladığımız günden itibaren bizimle, böylece Arzu yemek zamanını öğrendi. Mama sandalyesi Arzu'nun özgür alanı, orda O'nun istedikleri oluyor ki bizim kontrolümüzde tabi.
Ek gıdayla ilgili yazıp da bir tarif vermemek olmaz herhalde.
İki bardak su ile haşla. Portakal veya mandalina suyu olabilir. Portakal kabuğundan da rendelenebilir.
Haşlanan kayısı ve hurma püre haline getirilerek diğer malzemelerle birlikte muhallebi yapılır. Bebeklerimize afiyet olsun. Sağlıkla büyüsünler.